Hortum Silahtır

 

T.C.
YARGITAY
Dördüncü Ceza Dairesi
Esas No : 2013/33471
Karar No : 2016/1539
Tarih : 01.02.2016
ÖZET :
  • YARALAMA EYLEMİ
  • CEZANIN ARTIRILMASI
  • TEKERRÜR
  • DELİLLERİN İNCELENMESİ
  • YARGILAMA GİDERİ

 

İÇTİHAT METNİ

DAVA :

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:

KARAR :

Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.

Ancak;

1-)Sanığın, mağdur M. K.’na önce silah sayılan hortumla vurduğu daha sonra da tahra ile vurmaya çalıştığı ancak vuramadığı, kabulünde bu yönde olduğu olayda, hortumla vurmak suretiyle silahla yaralama eylemi tamamlandığı halde tamamlanmış eylemden hüküm kurulması yerine, tahra ile vurmaya çalışmak şeklindeki teşebbüs aşamasında kalan eylemden ceza verilerek eksik cezaya hükmolunması,

2-)Yaralama eylemlerinde TCK’nın 86/2 maddesi gereğince temel ceza belirlenerek, bu ceza üzerinden artırım yapılması gerekirken 86/2, 86/3e ve 86/2, 86/3a maddeleri yazılarak temel cezanın belirlenmesi,

3-)Tekerrüre esas alınan kararın, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı olduğu ve kasıtlı bir suçtan mahkumiyet niteliğinde olmayan bu kararın tekerrüre esas olamayacağının gözetilmemesi,

4-)Tanıkların olayın başlangıcı hakkında beyanları olmaması, tarafların da ilk haksız hareketin karşı taraftan geldiğini ileri sürmesi karşısında, olayın başlangıcı ve çıkış nedeni üzerinde durularak haksız tahrik indirimi uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,

5-)Sanığın, kızı olan mağdur H. K.’na vurmadığını savunması, tanıkların da sanığın mağdur H.’ye vurulduğunu görmediklerini ifade etmeleri, mağdur H.’nin soruşturma ifadesinde babası olan sanığın hortumla vurduğunu ifade etmesine karşın, duruşmada kendisine vuran olmadığını beyan etmesi, adli raporda da darp-cebir izi olmadığının tespit edilmesi karşısında, hangi kanıtlara dayanılarak sanığın kızı H. K.’nu yaraladığının açıklanmaması,

6-)CMK’nın 324/2 maddesine göre yargılama giderlerinin hükümde gösterilmesi gerekirken, “gerekçeli karar da gösterilmesine” denilmek suretiyle anılan yasal düzenlemeye aykırı davranılması, bunun yanı sıra gerekçeli kararda da her bir sanığın sarfına neden olduğu yargılama giderlerinin ayrı ayrı gösterilmesi gerektiği gözetilmeden sanık ve temyiz incelemesi dışında olan sanıklardan eşit olarak alınmasına karar verilerek CMK’nın 324/2. maddesine aykırı davranılması,

7-)TCK’nın 53. maddesi gereğince hak yoksunluklarına hükmolunurken, yoksunluk süresinin açıkça belirtilmemesi, bunun yanında Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 Sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının uygulanması zorunluluğu,

SONUÇ :

Bozmayı gerektirmiş ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 01.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Bu Yazıyı Paylaşın