Amirlerine Asılsız İthamlar İçeren Mektup Göndermek Haklı Fesih Sebebidir

T.C.
YARGITAY
Yirmiikinci Hukuk Dairesi

Esas No : 2014/34583
Karar No : 2015/918
Tarih : 22.01.2015
KAVRAM:
  • İŞE İADE DAVASI
  • EYLEMLERİN YÖNETİCİLERİN ŞEREF VE NAMUSUNA DOKUNACAK ŞEREF VE HAYSİYET KIRICI NİTELİKTE SÖZ VE EYLEMLER OLDUĞU
  • İŞÇİNİN BU DAVRANIŞININ İŞ SÖZLEŞMESİNİN FESHİNDE HAKLI SEBEBİN VARLIĞININ KABUL EDİLMESİNİ GEREKTİRDİĞİ

İÇTİHAT METNİ

DAVA :

Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm duruşmalı olarak süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; işin mahiyeti itibarıyla duruşma isteminin reddine, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verilmiş olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi A. Balkaya tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin haklı bir sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir.

Davalı vekili, davacının yönetim kurulu başkanına diğer şirket çalışanı ile birlikte müvekkil firmanın üst düzey birçok yöneticisi hakkında asılsız ve tamamen gerçek dışı bir takım iddialar ileri sürdüğü mektup gönderdiği, suçlanan yöneticilerden birisinin de Ankara şubesi genel müdürü olduğunu, genel müdürün şirket çalışanı bayanlarla ilişki yaşadığı şeklinde itham edildiği, bu ithamların yöneticiyi küçük düşürmeye yönelik olduğunu, davacının genel müdürü hakkında asılsız ve mesnetsiz ithamlarda bulunmasının işverenlik açısından iş ilişkisinin sürdürülmesini imkansız kıldığı gerekçesiyle davacının iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/2. çerçevesinde feshedildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece, 4857 sayılı Kanun?un 25/II. maddesine uyan herhangi bir hareketi bulunmadığı gerekçesiyle davacının iş sözleşmesinin feshinin geçersiz olduğu kabul edilerek davacının işe iadesine karar verilmiştir.

Hüküm davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Uyuşmazlık iş sözleşmesinin işverence haklı sebebe dayalı olarak feshedilip feshedilmediği noktasındadır.

4857 sayılı Kanun’un 25/II. maddesinde, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri sayılmış olup burada sayılanlar ve benzerleri olan sebeplerle iş sözleşmesinin işverence haklı sebebe dayalı olarak feshedilebileceği düzenlenmiştir.

4857 sayılı Kanun?un 19. maddesinin 1. fıkrasına göre işveren fesih bildirimini yazılı yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır. Fesih bildirimi yazılı yapılmamışsa veya fesih sebebi açık ve kesin bir şekilde belirtilmemişse aynı Kanun?un 21. maddesi gereğince geçerli sebep gösterilmediği kabul edilir. Buna karşılık, aynı Kanun?un 25. maddesinde öngörülen, işverenin haklı sebeple derhal feshinde ise yazılı şekil şartı aranmamaktadır.

Dosya içeriğine göre, davacının işyerinde 14.01.2004 tarihinden itibaren finans sorumlusu olarak çalıştığı, iş sözleşmesinin 07.06.2013 günlü fesih bildirimi ile doğruluk ve bağlılığa uymayan söz ve davranışlarla, işverenin ve diğer çalışanların şeref ve namusuna dokunan söz ve davranışlar içerisinde bulunduğundan bahisle 4857 sayılı Kanun’un Ahlak ve İyi Niyet Kurallarına Uymayan Haller ve Benzerleri başlıklı 25/II. maddesinin (b) ve (d) bendleri uyarınca feshedilmiştir.

Mahkemece davacının küçük düşürücü, rencide edici, namus ve haysiyeti zedeleyici herhangi bir hareketi bulunmadığı gerekçesiyle işe iade isteğinin kabulüne karar verilmiş ise de, davacı tarafından üst yönetime gönderilen mektup içeriğinde bahsi geçen yöneticiler hakkında ”hırsızlık, rüşvet verme, sahte fatura düzenleme, ayıplı mal satma, şirkette çalışan bayanlarla ilişki kurma ” şeklinde isnat edilen eylemlerin yöneticilerin şeref ve namusuna dokunacak, şeref ve haysiyet kırıcı nitelikte söz ve eylemler olduğu anlaşılmaktadır. Davacı işçinin bu davranışının iş sözleşmesinin feshinde haklı sebebin varlığının kabul edilmesini gerektirdiği gözetilmeden mahkemece aksi kanaatle yazılı şekilde karar verilmesi bozma sebebidir.

Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda belirtilen sebeplerle;

1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,

2-Davanın REDDİNE,

3-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 27,70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 25,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 02,50 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,

4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 295,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,

5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 22.01.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Bu Yazıyı Paylaşın